NAMLU DİNAMİĞİ ÜZERİNE Kayahan Horoz

Saplamanın Avantajı

İki nokta arasındaki en kısa yol bir doğru olduğuna göre, kılıçla yapılan bir mücadelede rakibe en hızlı ulaşacak hamle doğrusal bir saplamadır. Üstelik, daha derine girerek yaşamsal organlara daha büyük zarar verebilme potansiyelinden dolayı, saplamanın kesmeye oranla daha ölümcül bir etkisi olduğu da en eski çağlardan beri bilinmektedir1. O halde, göğüs göğüse mücadelenin temel silahının kılıç olduğu çağlarda, niçin Orta Asya'da savaşçılar ellerindeki (teknik olarak saplamaya en uygun namluya sahip) iki ağızlı ve düz namlulu kılıçlarını önce tek ağızlı, sonra da eğri namlulu kılıçlarla değiştirdiler?

Çünkü saplama, göğüs göğüse bir mücadelenin temel hamlesi değildir. Kılıçların kullanıldığı bir savaş alanında öncelikli amaç rakibi etkisizleştirmektir ve buna bağlı olarak da öncelikli hedef kol ve bacaklardır; doğrudan yaşamsal bir organı hedefleyen bir hamle, karşı darbe alma riskini artırır. Arkeolojik bulgular hem bu prensibin Ortaçağ savaşlarındaki geçerliliğini, hem de kol ve bacakları hedef alan kesme ve yarma hamlelerinin saplamaya oranla nitelik ve nicelik olarak üstünlüğünü açıkça ortaya koyuyor2. İşte, eğri namlular bunun için geliştirilmiş; daha iyi kesmek için.

Kesme niteliğinin temel etkenlerinden biri olan "kesitsel yoğunluk", kılıcın hedefe çarpma noktasındaki kesitinin kütlesine oranı olarak ifade edilir. Basitçe, kesit alanı genişledikçe artan momentumla birlikte kesme niteliği de artar. Namlu ağırlığını artırmadan çarpma noktasındaki kesitsel yoğunluğu artırmanın bir yolu, kılıcı hedefe belirli bir açıyla yöneltmektir. Ancak, savaş alanı gerçeklerinin böyle "teknik" vuruşlara fazla imkan tanımayacağı düşünülürse, namluya belirli bir eğrilik verilerek aynı sonuca ulaşmanın ne kadar yararlı olacağı açıktır. Gerçekten de, eğri bir namluyla elde edilen aslında hedefe belirli bir açıyla vurmaktır.

Eğri Namlunun Avantajları

Eğri namlu, kılıcın kesme niteliği ile birlikte, dolaylı olarak dayanıklılığını da artırır. Namlunun iki yanının ağız yönünde yaptığı açı olan "kama açısı", kesme niteliğinin diğer bir önemli etkenidir. Bu açı azaldıkça, namulunun hedefte ilerleyişi kolaylaşacağından, kesme niteliği de artar. Dezavantajı ise, azalan açının aslında incelen bir namlu anlamına gelmesinden dolayı, kılıcın dayanıklılığını azaltmasıdır. Dolayısıyla kama açısı, kesme niteliği ile dayanıklılık arasında gözetilmesi gereken hassas bir dengeyi barındırır. İşte bu noktada eğri kılıç, çarpma noktasında hedefe yöneliş açısını da azalttığından, daha büyük bir kama açısına sahip (= daha kalın) bir namlunun daha düşük bir kama açısına sahip (= daha ince) bir namlu gibi etki etmesini sağlar ki; bu da aynı yüksek kesme niteliklerini gösteren kılıçların artık daha dayanıklı olacak şekilde üretilebilmesi demektir.

İçbükey Ağızla Kesme

Burada değinilmesi gereken bir diğer nokta da, eğri namlulu bir kılıcın hedefe yönelirken çizdiği yayın, namlunun eğriliği nedeniyle hedefe uyguladığı sürtünmedir. Bunun sonucu olarak, Uzakdoğu'nun kılıç tekniklerinde görülen çarpma anında çekme hareketinin etkisine benzer bir etki, eğri namlulu kılıçların darbelerinde kendiliğinden görülür. Eğri namlu, çarpma anından sonra da yüzeydeki hareketini sürdürür; bunun sonucu olarak da, hedefte daha uzun ve daha derin yaralar açar.

Türk kılıcının alametifarikası olan ters ağız, elimizde konu ile ilgili kağıda aktarılmış hiçbir bilgi olmamasına rağmen, bozkır savaşçısının özgün bir kılıç kullanım tekniği olduğunun delilidir. Tıpkı yatağanda olduğu gibi, içbükey ağız "kendisini hedefe çeker" ve derin yaralar açar. Üstelik, beklenmedik bir hızla uygulanabilmesi ve rakip tarafından öngörülmesindeki güçlük sayesinde, ters kesme (backcut) hamlesi savaşçıya önemli bir saldırı üstünlüğü sağlar. Bu üstünlük, ters ağızın hedefteki paralayıcı etkisiyle birleştiğinde, ters kesme hamlelerini kılıç kullanım tekniği açısından vazgeçilmez kıldığı gibi, Türk kılıcını da ağır zırhlı olmayan bir rakibe karşı kullanılabilecek en etkili kılıç konumuna getirir.




____________________
1  Richard F. Burton, The Book of the Sword, Londra: 1884 (ed. New York: 1987), s. 127.
2  Ernest Emerson, "Edged Weapons Combat: Separating Myth From Reality", Knifeforums.com, 2003